15 Temmuz 2018 Pazar

Aiesec ile Yurtdışı Gönüllülük - 1. Hafta - Güney Kore'de Öğretmen Oldum







Merhaba,
Aiesec ile gönüllü olarak Güney Kore'ye geldim. Gelmeden önce internette çok fazla araştırmıştım, her aşamanın detayını merak ediyordum ancak bulamamıştım. Bu sebeple ben de yaşadığım ve yaşayacağım olayları bloguma yazarak gitmek isteyen insanlara bilgi vermek istiyorum.

Eğer bu yazıyı okuyorsanız Aiesec'in ne olduğunu zaten biliyorsunuz. Ben Aiesec'i bir youtuber'ın videosunda duymuştum. Araştırdığımda yapılan bu uygulama çok hoşuma gitmişti. Ancak öğrendiğim dönem benim yurt dışına uzun süreli gitme imkanım yoktu. Çünkü öğrenci değildim, yeni mezun da değildim. Düzenli bir işim ve gelirim vardı.

Yaş sınırı 30'du. Bense 26 yaşındayım. Bu yıl Mart ayında tekrar Aiesec aklıma geldi ve yazın gitmek istediğime karar verdim. Siteye üye oldum. Üye olduktan sonra bana sistemden bir manager atandı. Ben manager ile hiç görüşmedim. Sitede gönüllülük kapsamındaki ilanlara göz gezdirdim ve yapmak istediklerime başvurdum. Genelde başvurduğum ilanlar çocuklara İngilizce öğretmekti.

Avrupa'da, İngiltere'de ve Amerika'da vize problemi vardı. Başvuruyordum ancak geri dönüş alamıyordum. Daha sonra Güney Amerika'ya ve Güney Kore'ye başvurmaya başladım. Güney Kore'ye geçen sene turist olarak gelmiştim ve çok sevmiştim. Bu sebeple en çok Kore ilanlarına başvuruyordum.

Daha sonra Brezilya'dan geri dönüş aldım. Ancak normalde başvurduğunuz ilanlardan sonra sizinle iletişime geçiyorlar. Skype görüşmesi ayarlanıyor veya sizden bir video çekmenizi istiyorlar. Kendinizi tanıtmanızı, nasıl fayda sağlayacağınızı, neler yapabileceğinizi anlatıyorsunuz. Brezilya ise benden hiçbir şey istemeden kabul göndermişti. Açıkçası bu bende bir güvensizlik oluşturdu. Zaten Türkiye'den Brezilya'ya direk uçuş bulamadım. Bulduğum aktarmalı uçuşlarda çok pahalıydı.

Ben de şansımı Güney Kore ilanlarına daha çok başvurarak denemeye karar verdim. Bu sırada bana sistemden atanan aiesec manager sürekli whatsapp'tan yazıyordu. Ne yaptın, karar verdin mi, hangi aşamadasın vs. gibi.

Daha sonra Güney Kore'de bir projeden skype toplantı daveti aldım. Ancak şirkette çalışıyordum, çok fazla müsait anım olmadığı için ve arada 6 saat fark olduğu için zamanımız uymuyordu, yarım kaldı. Farklı bir projeden de video düzenlemem için bir mail geldi. Ben de video çektim ve kendimi anlattım. Yaklaşık bir hafta sonra kabul edildiğime dair mail geldi.

Bu sırada Aiesec benden proje ücreti olan 700 TL'yi yatırmamı istedi. Zaten ücreti yatırmadığım sürece işlemler ilerlemeyecekti. Ben de yatırdım. Bu arada benim başvurduğum ilanda konaklama ücreti vardı: 230,000 Won. Hatta bunun sebebini Aiesec'e sorduğumda bazı projelerde bu ücretin gerektiğini söylediler. Çünkü genelde konaklama ücretsiz olduğunda aile yanında konaklıyormuşsun. (Brezilya'daki ilan aile yanı konaklamaydı) Güney Kore'de konaklayacağım yer ise Guesthouse idi. Bu ücreti oraya gittiğimde ödeyecektim.

700 TL ücreti ödedikten sonra bana bir sözleşme gönderdiler. 1. derece akrabalarımızın ölümü olursa veya projeye devam edemeyecek sağlık problemimiz olursa geri dönebiliyorduk. Aksi durumda bir para cezası vardı yanlış hatırlamıyorsam. Bilgilerimi doldurdum ve imzalı olarak gönderdim. Bu sırada Güney Kore'deki proje yöneticileri de benimle iletişime geçti. Onlar Whatsapp yerine KakaoTalk kullanıyordu, onu yükledim. Benden diplomamın kopyasını istediler. Cv doldurmamı istediler. Tabi bu süreç hemen olmadı. Bir ay için de zaman zaman bir şeyler istediler. Google drive ile ortak klasör paylaşımı yapıldı. Oraya pasaportumun kopyasını, uçak biletlerimi, sigorta poliçemin görüntülerini yükledim. Sigortayı HDI sigortadan yaptırmıştım. En ucuz onu bulmuştum çünkü :)

Bileti 2,900 TL'ye aldım. Gidiş-Dönüş. Geçen sene 2,200 TL'ye almıştım ben aynı bileti. Kur artınca tabi :) Bir de Seul'de değil Busan'da olacaktım. Busan'a da ayrı uçak bileti aldım. O da 130 TL idi.

Gitmeden Aiesec Turkiye beni IPS seminerine çağırdı. Her Cumartesi oluyormuş, ben ancak gitmeme bir hafta seminere katıldım. Neler yaşayabiliriz, sorun olunca ne yapmalıyız vs bir sunum verdiler.

Yaklaşık 17-18 saatim yollarda geçtikten sonra Busan'a vardım. Beni hava alanında proje yöneticilerinden biri ve birlikte projede öğretmenlik yapacağım kişi karşıladı. Birlikte konaklayacağımız yere geçtik. Temiz, farklı yabancıların da kaldığı bir guesthouse. Klima, mutfak, çamaşır makinesi var. Ücreti kızlara nakit olarak verdim.

Bugün Güney Kore'ye gelmemin 9. günü. Ancak hala projeye başlamadım. Haftaya başlayacakmışım. İlk hafta seminer verdiler, okulu gezdirdiler. Ben de zaten jetlag olduğum için anca yorgunluğumu attım. Sürekli uyukluyordum. Bu hafta ise cultural week dediler. Ancak hayatımın en sıkıcı günlerini yaşıyorum diyebilirim. Öncelikle;

1. Konaklama için 230,000 won vermeme rağmen geçen hafta Cuma günü öğrendim ki, konakladığım yerdeki kafede de günde 4 saat çalışacakmışım. Bunu buraya gelince öğrendim. Sebebi ise şuymuş; iki konaklama türü varmış. Aile yanı veya guesthouse. Aile yanı çok çok uzakmış hem okula hem şehir merkezine. Benim konakladığım yer ise kumsala çok yakın, turistik bir yerde. Yaz dönemi de aşırı derecede pahalıymış. Bu sebeple konaklama karşılığı olarak cafede çalışacakmışım. Cafede çalışmak derken, gelen Koreliler ile İngilizce konuşmak tabii ki. Başka bir şey değil :)

2. Proje için 6 hafta dediler ancak 4 hafta okulda olacağım. 2 haftam çöp oldu. Boşu boşuna şirketten daha uzun izin alarak maaşımdan oldum. Hayatımın en sıkıcı günleri. Birlikte konakladığım insanlarla bir şeyler yapıyoruz, eğleniyoruz ancak ben buraya eğlenmeye veya şehri gezmeye gelmedim ki. Zaten daha önce de geldiğim bir yer. 35 derece sıcakta şehir gezecek halim yok :) ÇOK SIKILDIM.

3. Birlikte aynı proje için gelen insanların yanı sıra farklı kişiler de konaklıyor burada.

4. Önümdeki 5 günün nasıl geçeceğini bilmiyorum. Zaman dediğin gerçi çabuk tükenen bir şey, bir bakacağım ki proje bitmiş Türkiye'deyim. Ancak gönüllülük için gelip iki haftamın çöp olmasına inanılmaz canım sıkıldı.

5. Sanırım Güney Kore'yi seçmek benim en büyük hatamdı. Evet geçen sene gelmiş ve çok sevmiştim. Çünkü turisttim. Bu sefer ise uzun dönemli geldim ve inanılmaz açım :) Burada iki şeftali bile 30 TL. Ekmek bulana kadar canım çıktı. Ülkemizde 1,25 TL olan ekmek burada 10 TL. Gıda inanılmaz pahalı. Zaten yemekleri bizden çok çok farklı. Zayıflayarak döneceğime eminim. Vardır bunda da bir hayır diyorum, ne yapayım. Gelen her insan çat pat Korece biliyor. Bense teşekkür etmekten başka bir şey bilmiyorum. Zaten ilgim de olmadığı için öğrenmek istemiyorum. Keşke daha iyi karar verip bir Avrupa şehrine gitseydim. Şuan belki de daha mutlu olurdum. Diye düşün düşün motivasyonum yerlere iniyor.

6. Okul öncesi çocuklar için İngilizce öğretecektik. Ancak ortaokul olduğunu öğrendim buraya geldiğimde.


Hayırlısı. Bakalım ilerleyen günlerde bu fikrim değişir. Umarım!

1 yorum:

Copyright © 2014 mostepotente