L'oreal Paris The Powder True Match | İnceleme
Geçtiğimiz aylarda Gratis'te tüm ürünlerde %40, Gratis kart sahiplerine de %10 olmak üzere toplamda %50 indirim vardı. Ben de iki gün üst üste giderek ihtiyacım olan olmayan her şeyi topladım :)) Bunlardan biri de Loreal Paris'in True Match pudrasıydı.
Bendeki W1-Golden Ivory rengi.
Benim cildimde sivilce problemi yok. Siyah noktalar zaten Allah'ın emri, onlarla yaşamaya alıştım mecbur. Ve bir de hassas bir cildim var. Zaten bu durumu da anlamış değilim. 20 yaşıma kadar gayet demir gibi bir cildim varken birden hassaslaştı. Ne sürsem alerji yapmaya başladı, dudaklarım yazın su balonu gibi şişmeye başladı. HER YAZ! Güneş kremi olmadan denize girememeye başladım. Neyse konumuz bu değildi.
Dediğim gibi burun kenarında kılcal damarlar ve üzerindeki minik noktalar dışında cilt problemim yok. Bi de üstüne T bölgem yağlı. Yani karma bir cildim var. Buna rağmen pudra kullanmıyorum senelerdir. Çünkü ben yüzde kalıp gibi duran makyajları ya da baktığınız zaman hemen belli olan makyajları hiç sevmiyorum. Pudralar da kendini çok çabuk belli ediyor. Bu yüzden fondöten ve pudralara birkaç sene önce elveda dedim ve sadece BB krem kullanmaya başladım. Fakat bu parlamayı önlemiyor. Ya bide benim yüzüm vücuduma göre çok daha beyaz. Elimi yüzüme tutunca farklı bir vücuda ait bir el sanki. Güya fazla problemim yoktu yalnız :))
Pudranın çok yumuşak bir yapısı var. Elinizi pudraya değdirir değdirmez yumuşaklığını hissediyorsunuz.
Pudrayı ilk sürdüğümde yüzümde pudra olduğu belli oluyor. E kurutuyor o bölgeyi sonuçta. Fakat işte burada T bölgesinin yağlı olması devreye giriyor ve bir süre sonra o kuruluk kayboluyor. Varlığını bile hissetmiyorsunuz. Oleey iyi ki karma bir cildim var! (züğürt tesellisi)
Son zamanlarda o kuruluk durumu belli olmasın diye fondöten süngerini ıslatıp yüzüme uygulamaya başladım. Gerçekten sonuç harikaydı. Ancak bu durumda da pudram hemen azalmaya başladı. Sonuç harika bile olsa çabuk bitmesine gönlüm razı olmadığı için bu yöntemi bıraktım.
Örnek |
Pudranın sevmediğim tek özelliği süngerinin ve aynasının pudranın altındaki kapakta olması. Yukarıdaki örnek fotoğraftaki gibi. Yani yüzüne pudra süren zaten bunu aynaya bakarak yapmak ister. Her seferinde üst kısımdan sürüp tekrar alt kapaktan aynaya bakarak pudrayı yüzünüze uygulamak inanılmaz vakit kaybı. Geçen arkadaşlarımla buluşmaya gidiyordum. Metro durağında insanlara çaktırmadan pudra süreyim dedim bu durum beni çıldırttı. Alt üst alt üst yapa yapa yarım yamalak bir şekilde sürdüm. Daha doğrusu süremedim!:)
Bunun dışında hafifliği, yumaşaklığı, saydamlığı beni çok tatmin etti.
Ürün gerçekten de vadettiklerini yerine getiyor. Nelermiş bunlar bakalım:
L'Oréal Paris'ten cildin rengine ve dokusuna tamamıyla uyum sağlayan ilk pudra !
Pudra ultra inceliktedir, ultra yumuşaktır, ve hafiftir. O kadar kusursuzca yayılır ki neredeyse hiç makyaj yapmamışçasına bir görünüme kavuşursunuz.
Bu inanılmaz yumuşak ve hafif dokulu pudra, mükemmelce teninizin renk ve dokusuna uyum sağlar. Formülünde yer alan micro-fine teknolojisi sayesinde cilt üzerinde saydam bir tabaka oluşturur ve bu sayede yoğun bir kapatıcılık sağlarken pürüzsüz ve hafif bir his uyandırır.
Evet pudrayı çok sevdim. Zaten her duygu değişiminde yanaklarım kızarıyor. Bu kırmızı yanakları da gizleyebildim.
Ancak bitince tekrar alır mıyım bilemiyorum. Çünküüüü benim acayip gözenek takıntım var. Küçültmek için uğraşıp duruyorum. Bu sebeple de pudra kullanmayı pek tercih etmiyorum. Onun yerine Missha'nın BB kremini kullanıyorum. Parlama sorunu için de sebum kontrolü sağlayan şeffaf pudra alacağım yakında.
Kimler almalı?
Homojen yapıda olan yumuşacık bir pudra isteyenler,
Kapatıcılığı yüksek bir pudra isteyenler (kimine kapatıcılığı yetersiz gelebilir),
Yağlı ve karma cildi olanlar (kuru cildim olsa asla pudra kullanmam).
0 yorum:
Yorum Gönder